16 Aralık 2007 Pazar

Deniz Gezmiş Yolunda Nostaljik Gençlik



Uzun yeşil bir parka, kirli sakal,ömrünü yararcasına vücudunu ortalamış haki yeşil bir çanta,koltuk altında vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne gölge düşüren bir mecmua..ve sonrası büyük bir muamma..
Yolda yürürken gözümüze ilişen, bazan omzumuzun çarpıştığı,deniz gezmişten daha “gezmiş” bir gençlik portresi ….ona öykünen,onun parkasını büyük bir onurla taşıyan,onun t-shortleriyle ruhunu besleyen ve bedenini onunla onure eden bir gençlik… herkesin idolü, yoluna kelle vereceği nice şahsiyetler var “tarihimizin” cicili sayfalarında !
İnsanlar, görsel anlamda kendilerini idollerine dönüştürürken,onların fiyakalı karizmalarıyla cilalanırken içindeki küflenmeden, çürümeye yüz tutan o büyük boşluktan bi haber…aslında herkes yapıyor bunu….insanoğlu kalbini onarıp beynini donatmayınca, bu acizliğini kendinden daha güçlü daha karizmatik “kutsalların” şefkatli kollarına sığınarak kapatmaya çalışıyor… deniz gezmiş sadece konu mankeni,deniz gezmişin yerine herkes kendi ideolojisine yakın bir şahsiyeti yerleştirebilir üç noktayla boş bıraktığım yere . . . asıl mevzu; duygusal trendi yüksek öykünmenin içinde barındırdığı anlamlar… mesela çocuklar kendinden büyük bir veledin taarruzuna maruz kaldıklarında olayı üzerlerinden püskürtmek için babalarının adaleli kollarına sığınır ve “benim babam seni döver” cümlesiyle azciyetini kabullenirler..veyahut üretmekten yoksun bir gençlik tıkandığı her noktada ecdadının büyüklüğünden dem vurur ve “benim dedem şu savaşta bu kadar madalya aldı biz böyle ataların çocuklarıyız” diyerek dedesinin madalya koleksiyonundan kendine övünç kaynakları bulmaya çalışır. Sanırım problem de tam olarak burada başlıyor; kendi eksilerimizi başkasının artılarıyla tamamlama çabası…
işte nostaljik demlenme..işte içten içe çürüme
üzerimize aldığımız cübbe veya o yeşil parka kaç kusurumuzu örtüyor acaba, yada kimden neyi ne zaman kadar saklayabiliriz pörsümüş bir parkanın içinde… olanca gayretimizle birilerine solcu, sağcı, islamcı olduğumuzu anlatma kaygısı daha kaç parkanın eskimesine sebep olacak..öykündüğümüz insanların kemikleri sızlamayacak mı acaba…
bazan kulağa hoş gelebilir eskilerden bir şarkıya kulak vermek ,geçmişe dönmek, birilerinin ruhunu şad etmek lakin kulağım pas tuttu eski şarkıları dinlemekten,
yeni şarkılar söylemek lazım…
ziruh

8 yorum:

harabad dedi ki...

"...koltuk altında vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne gölge düşüren bir mecmua..ve sonrası büyük bir muamma..." diyorsunuz. İnançları uğruna yaşamını gözünü kırpmadan feda etmiş olan Deniz ve arkadaşlarının vatanını, milletini bölme gibi bir düşüncelerinin olmadığını düşünüyorum. Mazlum ulusları bölüp parçalama ihtiyacında olanlar; başata ABD olmak üzere diğer emperyalist güçlerdir. Kolay yönetmenin, uyutmanın ve yutmanın en bilinen yolu budur. Deniz ve arkadaşlarının
mücadalesi ise emperyalizme ve onların yerli işbirlikçilerine karşıdır. Yani sizin söylediğiniz gibi devrimcilerin ülkelerini ve milletlerini bölme gibi bir görevleri yoktur.
Bu yazınızda üzerinde konuşulacak, yazılacak bir çok nokta var.

Aslında bu yazının size ait olup olmadığını da bilmek isterim. Bloglarda çok fazla alıntı yazılar dolaştığı için söylüyorum. Bu yazıya bir iki forumda da rastladım. Şimdilik selamlar.

ondan... dedi ki...

vay bee....
gerçekten 'yazık'ne diim ki...O insanlar macera olsun diye ölmediler... haklarında iyice araştırma yapmadan bilgi sahibi olmadan...Her önyargılı insan gibi düşünüp yazmışınız bu yazıyı...Ben yeri geldiğinde che t-shırt ü de giyerim,deniz t-shırt ü de...ve tabii parkada...KİMSEYİ!!! Hiç bir allah ın kulunu ilgilendirmez...ne diyim ki yaa 'yazık' hala sizin için feda edilmiş canların farkında değilsiniz...ezilmeye sömürülmeye öyle alışmışsınız ki ezenlere ses çıkaramıyorsunuz.ONLAR!!! bunu yaptılar işte tüm askerlerimize,özgürlük için mücadele edenlere SELAM OLSUN!!!

harabad dedi ki...

"Uzun yeşil bir parka, kirli sakal,ömrünü yararcasına vücudunu ortalamış haki yeşil bir çanta,koltuk altında vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne gölge düşüren bir mecmua..ve sonrası büyük bir muamma.." Bu sizin yazınıza giriş paragrafınız.Benim üzerinde durduğumda "koltuk altında vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne gölge düşüren bir mecmua..ve sonrası büyük bir muamma.." konusu.Benim burada yanlış anladığım şey nedir? Bana bunu söyleyin. Ön yargılı olduğumu nerden çıkardınız.

"ne diyim ki yaa 'yazık' hala sizin için feda edilmiş canların farkında değilsiniz...ezilmeye sömürülmeye öyle alışmışsınız ki ezenlere ses çıkaramıyorsunuz." Bu nasıl bir tartışma anlayışıdır ki; konu üzerinde derinleşme yerine, karşınızdaki insanın sizi anlamadığına öfkelenip uygunsuz bir uslup seçiyorsunuz. Bunun tartışma adabına uymadığını bilmenizi isterim.

Farkındaysanız burada çok ciddi bir mesele üzerinde kafa yoruyoruz. Ve ben bu konuları iyi bildiğimi sanıyorum. Yani sizin dediğiniz gibi "haklarında iyice araştırma yapmadan bilgi sahibi olmadan..." ahkam kesenlerden değilim.

Selamlar

ziruh dedi ki...

1- yazı bana ait yazıya nerde rastaldığnızı ve kaynak göstermenizi rica ediyorum..
2- yazıyı sanırım bütünlükten koparıp okumuşsunuz..
3-"vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü" ifadesi ironik bir cümleydi herkesin bütünlük curcunası yapıp ergenokanu meşrulaştırdığı bir dönemde sadece ince bir göndermeydi o kadar

4- ordaki ifade deniz gezmişe değildi zaten, ona özenen cilalı gençliğeydi, sanırım orayı da atlayarak okumuşsunuz..bir kez daha yazıyı dikkatli okumanızı tavsiye ederim...

harabad dedi ki...

http://www.jiyan.biz/guzel-yazilar/50211-deniz-gezmis-yolunda-nostaljik-genclik.html

harabad dedi ki...

http://www.jiyan.biz/guzel-yazilar/50211-deniz-gezmis-yolunda-nostaljik-genclik.html

evrensel muzik dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
ziruh dedi ki...

yazım burdan alıntılanıp eklenmiş...